Editor

Editor

Web sitesi adresi: https://www.tekinseyri.com
Write on Perşembe, 01 Kasım 2018 Yayınlandığı Kategori Şiir

Ârif ol âyîne-i insâna bak
Anda nûr-i Hazret-i Rahmân'a bak

İnsân bâhusûs insân-ı kâmil Cenâb-ı Hakk'ın sıfatlarına bir ayna hükmündedir...Ârif olan insâna böyle bakar ve onda Cenâb-ı Hakk'ın sıfatlarını müşâhede eder...

Geç harâbât ehlinin vîrânlığın
Anda mevdu' kenz-i bî-pâyâna bak

Allah dostu olan insân-ı kâmil ekseriyâ kendisini gizler ve halkın kıymet vermediği mesleklerde, mevkilerde görünür, tıpkı hazînelerin ve gömülerin de vîrânelerde gizlenmesi gibi...

Sûretinde Âdem'i halk eyleyen
Şibh ü misli olmayan Sultân'a bak

Halaka'l âdeme alâ sûretihî (Allah Âdem'i kendi sûretinde yarattı) sözündeki hikmet insanın tecelligâh-ı ilâhiyye olması sebebiyledir yoksa Allah'ın misli ve benzeri olmaz..."Leyse ke mislihî şey'ün" âyeti buna işâret eder...

Write on Pazar, 21 Ekim 2018 Yayınlandığı Kategori Tasavvuf

“Mekke döneminde nâzil olmuştur. Otuz âyettir. Adını ilk âyette geçen ‘mülk’ (hükümranlık) kelimesinden alır. Tebâreke, Mücâdele, Mâni’a, Münciye, Vâkıye ve Mennâ’a1 olarak da adlandırılır.

‘Sözünüzü ister gizli ister aşikâre söyleyin, O kalplerdeki duygu ve düşünceleri hakkıyla bilendir.’ mealindeki 13. âyetinin, müşriklerin Hz. Peygamber’in aleyhinde konuşmaları ve birbirlerine, ‘Muhammed’in tanrısının duymaması için gizli konuşun.’ demeleri üzerine nâzil olduğu bildirilir.

Mülk Sûresi’nin temel konusunun Allah’ın varlığını, birliğini, kâinatı yaratıp yönettiğini ve âhiretin mevcudiyetini kanıtlamak olduğunu söylemek mümkündür. Sûrenin muhtevası iki bölüm halinde açıklanabilir.

Kâinatın yaratılış ve yönetiliş iktidarının Allah’ın elinde bulunduğunun ifadesiyle başlayan birinci bölümün ilk âyetlerinde,

Write on Pazar, 21 Ekim 2018 Yayınlandığı Kategori Tasavvuf

 

Ahmet Süreyya Emin (Kadesallahus Sırre)Hazretlerinin Divan Şerifi

Bismillahir Rahmanir Rahim

Hz. Süreyya Beyefendi'nin Divanının birinci basımının hazırlıklarına Hz. Süreyya’nın manevî evlatlarından, halifesi ve bizim de mürşidimiz olan Hz. Mehmet Ali ÖZKARDEŞ Beyefendi zamanında 1959 yılında başlanmıştır. Hz. Süreyya Beyefendi, kendisinde zuhur eden ve kendisine lütfedilen ilahi kelam, beyan ve makamları yazarak, yetişmeleri için evlatlarına dağıtmış olduğu halde, hali hayatta iken divanın muhtevasını teşkil eden bu varidatı ilahiye-yi kitap olarak neşretmemiştir. Mehmet Ali Bey Hazretleri, Hz.Süreyya Divanının el yazması eski yazı nüshalarından bir tanesini bana ve eski Türkçesi kuvvetli olan babam İbrahim Fuad Bey'e tevdi etti.

Write on Perşembe, 02 Ağustos 2018 Yayınlandığı Kategori Tasavvuf

Esselâmü aleyküm ve rahmetullah!..

Efendimiz’in bir duasından kısacık bahsedeceğim. Cenâb-ı Peygamber’in bir duası var:

(Allàhümme tahhir kalbî) “Yâ Rab, benim gönlümü temiz et…”

Mâlûm, insan iki şeyden ibarettir: Bir madde kısmı, et-deri-beden kısmı; bir de bu bedenin sahibi olan ruh kısmı. Gönül diyoruz, kalb diyoruz, ruh diyoruz; hepsi bir…

Şimdi bedenimiz pis olursa hepimiz ürkeriz.

“–Sokulma yanıma yahu, bak pissin!” deriz.

Pisliğin de çeşitleri vardır; insan pisliği, hayvan pisliği, kuş pisliği, sokaklardaki çamur pisliği, içki pisliği, şu pislik, bu pislik… Bunların hepsi pisliktir. Ama bu pislikler o kadar zararlı değil.. En nihayet hamama gideriz, yıkanırız.

Write on Pazartesi, 23 Temmuz 2018 Yayınlandığı Kategori Tasavvuf

HASTALIK , ÇEŞİTLERİ VE TEDAVİ YOLLARI HAKKINDA

Üç çeşit hastalık olduğunu beyan eder Muhyiddin İbn Arabi (k.s.) hz. bizlere Fütuhat-ı Mekkiyye adlı eserinde.

Bunlar :
1- Beden hastalığı.
2- Akıl hastalığı.
3 -Nefis hastalığı.

Beden hastalığı ; bedene ilişen bir hastalıktır. Bunlar çeşitli olabildiği gibi sebepleri de farklılık arzeder. Doğuştan , kalıtımsal , herhangi bir dış etken neticesi vuku bulabileceği gibi fiziksel veya vücut kimyasındaki değişiklik neticesi de açığa çıkabilir. Bu hastalığın teşhisi , tedavisi, usul ve yöntemleri tıp alanına girer. Hekim , bu nevi bazı hastalıkların vücutta bazı şeylerin eksikliği veya fazlalığından kaynaklandığını bilmesi hasebiyle tedavi için eksik olanı artırma , fazla olanı eksiltme yolu ile tedaviyi amaçlar.

Write on Perşembe, 14 Haziran 2018 Yayınlandığı Kategori Tasavvuf

Bir pirle sohbetten mahrum olan müridin her gün bu taifenin sözlerinden sekiz yaprak okuması gerekir. Böyle yaptığı takdirde, bu sözler onun gönlünün yaşamasına sebep olur. Buna göre bir mürit kendi takip edeceği yolu dört rükün üzerine bina etmelidir. Birinci rükün, nefis riyazetinde bulunmaktır. 

Bunu anlatmak çok zaman alır. Özeti şudur: Yemek, uyumak ve giyinmek şehvet ölçüsünde değil, ihtiyaç ölçüsünde olmalıdır. Bir gün boyunca sadece bir öğün yemek kâfi geliyorsa, iki öğün yememelidir. Bu ölçü yeterli eliyorsa, doyuncaya kadar da yememelidir. Açlık ise, çok önemli bir esastır. Bu esas doğrultusunda yolunu tayin etmeyen kişi genellikle yoldan çıkar ve helak olur. Çünkü nefis boyun eğmedikçe, Şeytan uzaklaştırılmadıkça, dünya düşüncesi gözden silinmeyip, şehvetler ölmedikçe, bu hedefe ulaşılamaz. Mürit uzun bir süre açlığı kendisi için bir prensip olarak kabul etmedikçe, elbette bu manalar gerçekleşemez.

Write on Çarşamba, 06 Haziran 2018 Yayınlandığı Kategori Tasavvuf

Gayb; göz önünde olmayan; alamet ve emmare ile bilinemeyen, hakkında delil bulunmayan, gizli olan manalarının yanında; His ve aklın ötesinde kalan, insan tarafından kavranamayan ve manevi alem Ekran Alıntısımanalarında açıklanır. Bir de GAYB ERENLERİ vardır ki Cenab-ı Hakk’ın kudretinden ikrama layık görülmüş bu kişiler; özel bir ordu disipliniyle hareket ederler. Anadolu kültüründe adları ÇARIKLI ERKAN-I HARP ‘tir.

Bu çarıklı erkanı harbin kurucusu ve baş kumandanı Hz. HIZIR Alehisselamdır.

‘’HIZIR GİBİ YETİŞMEK” deyimi halk kültürümüzde önemli bir deyimdir. Çok sıkıntılı bir zamanımızda geliveren, sıkışık-darlık zamanlarında yardımda bulunan insanlar için bu nitelemeyi kullanırız.

Deyimin aslı ise tabi yine Hz. Hızır ‘ ın misyonuna-vazifesine dayanıyor …

ESRAR İLMİNİN BAŞKUMANDANI HZ. HIZIR!..

Write on Cuma, 01 Haziran 2018 Yayınlandığı Kategori Tasavvuf

Muhyiddîn-i Arabî hazretleri kendinden nasîhat isteyen bir kimseye buyurdu ki:

"Ey nefsinin kurtuluşunu isteyen kimse! Herşeyden önce sana lâzım olan, sana kendi ayıb ve kusûrlarını gösterecek, seni nefsine itâattan kurtaracak bir Mürşid-i Kamil lâzımdır.

Şâyet böyle bir zâtı aramak için uzak memleketlere gideceksen, sana bâzı nasîhatlerde bulunayım. O zâtı bulduğun zaman, huzûrunda, yıkayıcının elindeki meyyit, ölü gibi ol. Çünkü meyyit, yıkayıcının irâdesine göre hareket eder. Yıkayıcı onu istediği tarafa çevirir. Meyyit, yıkayıcıya aslâ îtirâz etmez.

Sakın hatırına o zâta karşı îtirâz gelmesin. Hâlini ondan gizleme ve onun yerine oturma. Elbisesini giyme. Onun huzûrunda, kölenin, efendisinin huzûrunda oturuşu gibi otur. Sana emrettiği şeyi yap. Sana emrettiği şeyi iyice anla ve iyi öğrenmeden o işin peşinde koşma. Ona bir rüyânı veya başka bir hâlini arz ettiğin zaman,

Write on Salı, 26 Aralık 2017 Yayınlandığı Kategori Bilim

Bilim insanları tek bir atomu sabit diske dönüştürdü

Verinin giderek daha küçük alanlarda depolanması yarışında yeni bir aşamaya geçildi.

Bilim insanları, atomda veri saklamayı başardıklarını açıkladı.

Teknoloji devi IBM'in araştırma merkezinden bilim insanlarının Nature dergisinde yayınlanan makalesinde, sabit disk gibi çalışan ve bir atom kadar küçük olan minyatür mıknatısın, veri depolama işlevini yerine getirdiği belirtiliyor.

Minyatür sabit disk için ender rastlanan holmium elementi kullanılıyor. Holmium atomlarının magnezyum oksit üzerine yerleştirilmesiyle manyetik bir alan yaratılabildiği ortaya kondu.

Böylece manyetik sabit diskin çalışma prensipleri atom düzeyine indirgendi ve atom düzeyinde veri depolamak mümkün hale getirildi.

Write on Çarşamba, 26 Temmuz 2017 Yayınlandığı Kategori Bilim

Alman Bilim İnsanları Ölümden Sonra Yaşam Olduğunu Kanıtladı

Berlin’den inanılmaz bir açıklama geldi. Alman doktorlar ve psikologlar ölümden sonra yaşamın olduğunu duyurdular. Bunu da yaptıkları bir klinik deneyle kanıtladılar. Bazı formlarda ölümden sonra yaşamın olduğunu gösterdiler. Bu sonuca da, tıp profesörleri tarafından ölümle burun buruna gelmiş hastalar üzerinde yapılan bir araştırma vasıtasıyla gelmişler. Bu hastalar 20 dakika ölü kaldıktan sonra hayata geri getirilmişler.

Alman Bilim İnsanları Ölümden Sonra Yaşam Olduğunu Kanıtladı. Çalışma, gönüllü olarak başvuran 900 kişi üzerinde gerçekleştirilmiş ve 4 yıl sürmüş. Araştırma sırasında epinefrin ve dimethytryptamine karışımından meydana gelen bir ilaç da kullanılmış. Bu maddeler, ölüm ve yeniden canlanma sırasında vücudu canlı tutmaya ve olduğu gibi korumaya yarıyor.

NE İZLESEM

 
 

NE OKUSAM