Şiir

Şiir (35)

Yazan Written on: Pazartesi, 06 Haziran 2022 Okunma 443 kez
Ögeyi Oylayın
(0 oy)

(Ya Hazret-i Mevlana hak dost)

Yâ Habîballah Resûl-i Hâlik-i Yekta tüyî
(Allah’ın sevgilisi; yaratanın, tek peygamberi sensin)

Ber güzîni zül- celâl-i pâk ü bî hemtâ tüyî (Dost, Sultânım)
(Seçilmiş, zül-celal, temiz ve eşşiz sensin.)

Nâzenin-i Hazret-i Hâk, sadr-ı bedr-i kâinât
(Hazret-i Hakk’ın nazlısısın, kâinatın üstündesin)

Nûr-i çeşm-i enbiyâ çeşm-i çerâğ-ı mâ tüyî (Yâ Mevlâna, hâk dost)
(Enbiyaların göznûrusun, göz ve ışığımız sensin.)

(Sultânım) Der şeb-i mi’râc, bûde Cebrail ender rekâb (dost, dost)
(Mirac gecesinde Cebrail, senin bineğinin üzengisini tutmuştu.)

Pâ nihânde ber serîn ü Kümbet-e Hadrâ tüyî (Yâ Mevlâna, hâk dost)
(Kümbet-i hadranın en üstüne ayağını basmış sensin.)

(Sultânım, mahbûbidost, dost, dost) Yâ Resûl-ullah tüdâni ümmetâned âcizend
(Ya resûlallah, sen biliyorsun ki, bütün ümmetlerin acizdir.)

Rehnümâ-yı âcizâni bi ser ü bî pâ tüyî (Hâk dost, dost, dost)
(Ayaksız ve başsız kalmış acizlerin rehberi sensin.)

(Sultânım) Serv-i bostân-ı risâlet nevbehâr-ı ma’rifet
(Peygamberlik bostanının çamı ve mâ’firetin ilkbaharısın.)

Gülben-i bağ-ı şerîat bülbül-i bâlâ tüyî (yâ veliyyullah dost hey)
(Şerî’at bahçesinin gülfidanısın ve en yüksek bülbülüsün.)

Şems-i Tebrîzî ki dâret Nâ’t-ı Peygamber zi ber
(Şems-i Tebrizî ki, Nâ’t-ı Peygamberi ezberlemiştir.)

Mustafa vü Müctebâ ân Seyyid-i a-lâ tüyî
(Saf ve seçkin en yüksek efendi sensin.)

(Yâ tabîb-el kulûb, yâ veliyyallah, Allah dost, dost)

 

Yazan Written on: Cumartesi, 28 Mayıs 2022 Okunma 897 kez
Ögeyi Oylayın
(0 oy)

Fuzuli

Her kimün var ise zâtında şerâret küfri
Istılâhât-ı ulûm ile müselmân olmaz

Ger kara taşı kızıl kan ile rengîn itsen
Tab’a tağyîr virüp la’l-i Bedahşân olmaz

Eylesen tûtîye ta’lîm-i edâ-yı kelimât
Nutkı insân olur ammâ özi insân olmaz

Her uzun boylu şecâ’at idebilmez da’vî
Her ağaç kim boy atar serv-i hırâmân olmaz

Günümüz Türkçesiyle:
1- Karakterinde kötülük küfrü bulunan kişi birtakım dinî terimleri kullanmakla Müslüman olmaz.
2- Kara taşı kızıl kanla boyasan; bu, doğasını değiştirip onu Bedahşan yakutu yapmaz.
3- Papağana konuşmayı öğretsen, sözü insan sözü olur ama, özü insan olmaz.
4- Her uzun ağacın salınan servi olmadığı gibi, her uzun boylu da cesaret davasına kalkışamaz.

Vezin: 
Fâ’ilâtün Fâ’ilâtün Fâ’ilâtün Fâ’ilün
Yazan Written on: Cumartesi, 28 Mayıs 2022 Okunma 348 kez
Ögeyi Oylayın
(0 oy)

Gaiblerden bir ses geldi: Bu adam,
Gezdirsin boşluğu ense kökünde!
Ve uçtu tepemden birdenbire dam;
Gök devrildi, künde üstüne künde...

Pencereye koştum: Kızıl kıyâmet!
Dediklerin çıktı ihtiyar bacı!
Sonsuzluk, elinde bir mâvi tülbent,
Ok çekti yukardan, üstüme avcı.

Ateşten zehrini tattım bu okun,
Bir anda kül etti can elmasımı.
Sanki burnum, değdi burnuna "yok"un,
Kustum öz ağzımdan kafatasımı.

Bir bardak su gibi çalkandı dünyâ;
Söndü istikamet, yıkıldı boşluk.
Al sana hakikât, al sana rûyâ!
İşte akıllılık, işte sarhoşluk!

Yazan Written on: Perşembe, 14 Nisan 2022 Okunma 309 kez
Ögeyi Oylayın
(0 oy)

Artarak gönlümün aydınlığı her saniyede
Bir mehabetli sabah oldu Süleymaniye`de
Kendi gök kubbemiz altında bu bayram saati,
Dokuz asrında bütün halkı, bütün memleketi
Yer yer aksettiriyor mavileşen manzaradan,
Kalkıyor tozlu zaman perdesi her an aradan.
Gecenin bitmeğe yüz tuttuğu andan beridir,
Duyulan gökte kanat, yerde ayak sesleridir.
Bir geliş var!.. Ne mübarek ne garip alem bu!..
Hava boydan boya binlerce hayaletle dolu...
Her ufuktan bu geliş eski seferlerdendir;
O seferlerle açılmış nice yerlerdendir.
Bu sükunette karıştıkça karanlıkla ışık
Yürüyor, durmadan, insan ve hayalet karışık;
Kimi gökten, kimi yerden üşüşüp her kapıya,
Giriyor, birbiri ardınca, ilahi yapıya.
Tanrının mabedi her bir tarafından doluyor,
Bu saatlerde Süleymaniye tarih oluyor.

Yazan Written on: Pazar, 12 Eylül 2021 Okunma 378 kez
Ögeyi Oylayın
(0 oy)

 
 

Safha-yı sadrında dâim 'âşıkın efkârı Hû
Şâkirin şükrü hüvallah zâkirin ezkârı Hû
 
Hû sadâsından melekler gökde eylerler semâ
Hû safâsından felekler eyledi ihbâr-ı Hû
 
Nâleden ney deldi bağrın Hû deyû nâlân ider
Mevlevîler Mesnevî'de eyledi iş'âr-ı Hû
 
Sidre seyrine muhakkak irmeğe Cibrîl-i Emîn
Olmasa onun dilinde dembedem tekrâr-ı Hû
 
Bülbülâ dîvân-ı 'aşkdan bir varak naklet bize
Tâ safâ vere safâdan açıla gülzâr-ı Hû
 
Sôfî mest olub safâdan devreder yâ Hû deyu
Münkir inkârın bırakdı eyledi ikrâr-ı Hû
 
Ravza-i "Hû"da makâm et ey Cemâl-i Halvetî
Tâ vücûdun milkine keşf ola bu esrâr-ı Hû
 
Şeyh Cemâleddin Halvetî 
Kuddise Sırruh

NAĞME-İ AŞK
 

Yazan Written on: Pazar, 15 Ağustos 2021 Okunma 663 kez
Ögeyi Oylayın
(0 oy)

Adım adım ileri,
Beş alemden içeri,
On sekiz bin hicabı,
Geçtim bir dağ içinde.

Yetmiş bin hicab geçtim,
Gizli perdeler açtım,
Ol dost ile buluştum,
Gördüm bir dağ içinde.

Gözler gibi görmedim,
Söz gibi söyleşmedim.
Musa gibi münacaat,
Ettim bir dağ içinde.

NE İZLESEM

 
 

NE OKUSAM