Write on Cuma, 30 Aralık 2022 Yayınlandığı Kategori Tasavvuf

Mesnevîde Temsîlî Anlatım ve Hikâye ve

Temsîllerle Kur’ân Ayetlerinin Açıklanması

Hüseyin GÜLLÜCE

Mevlânâ'nın en önemli ve en büyük eseri olan Mesnevî, İslâm ve insanlık tarihinin en faydalı ilim ve kültür hazinelerinden biridir. Bu değerli eserinde Mevlânâ, çok zengin bilgi ve tecrübelerini, eşsiz dehasıyla çok yararlı ve cazip bir şekilde okurlarına sunmaktadır.

Mesnevîyi cazip ve unutulmaz kılan en önemli üslûp özelliklerinden birisi de onun” temsîlî anlatım metodu" dediğimiz birtakım çekici hikâye ve temsillerle konuyu anlatmasıdır. Bu metot sayesinde konu bir yandan daha iyi bir şekilde anlaşılırken, öte yandan akılda daha kalıcı tesirler oluşturmaktadır.

Mesnevî, aslında Kur’ân ayetleri ile Hz. Peygamber'in hadislerinin açıklandığı ve özetlendiği İslâmî bir eserdir.

Onu iki kelime ile en iyi bir şekilde özetleyen "Mağz-ı Kur’ân / Kur’an’ın Özü” ifadesi de bu gerçeği açık bir şekilde ifade etmektedir. Ancak onun bu görevini yerine getirirken yukarıda faydalarına işaret ettiğimiz temsîlî anlatım metodunu kullanması, diğer İslâmî kitaplardan farkını ortaya koymaktadır.

 

Giriş

 

Mevlânâ (1207-1273), insan olmanın mana ve ehemmiyetini kavrayan, bu alandaki birikimini kıymetli eserleriyle, bilhassa Mesnevîsiyle insanlara armağan bırakan, insanlık tarihinde yetişmiş nâdir âlim ve âriflerden biridir.

 

Mevlânâ'nın ismini ebedî kılan ve eserlerinin en önemlisi olan Mesnevî, Mevlânâ tarafından birçok vasıflarla anıldığı halde edebiyatımızın nazım türlerinden "Mesnevî” tarzında yazıldığı için bu adla anılmış ve yazıldığı tarzdan başka bir ad verilmemiş altı cilt halinde ve 26.660 beyitten meydana gelmiş "fâilâtun fâilâtun fâilun" vezniyle yazılmış manzum bir eserdir. Dünya dillerinin birçoğuna çevrilmiş, birçok defalar şerh edilmiş, birçok intihaplara esas teşkil etmiştir. Mevlânâ, Farsça olan bu eserinin ilk 18 beytini kendisi kaleme almış, geri kalan kısmını söylemiş, halifesi Hüsâmeddin Çelebî yazmıştır.

Şark İslâm edebiyatında çok üstün ve eşsiz bir yeri olan ve bize bütün doğu kültür mirasını şiir halinde sunan Mesnevi, İslâm dünyasında mukaddes bir kitap edasıyla karşılanmış ve sevilmiştir?

Mesnevînin ilham aldığı asıl kaynak hiç şüphe yoktur ki Kur’ân-ı Kerîm'dir. Mevlânâ bu büyük esrinde Kur’ân-ı Kerîm'e ve onu tebliğ eden Hz. Muhammed (sav)'e derin bir anlayış ve inanışla bağlıdır. O kadar ki, Mesnevi şiir ve hikâye sanatı ile ve Mevlânâ tarzı bir duygu ve düşünce üslubu ile ifadelinmiş, Kur’ân-ı Kerîm'in "manzum tefsiri” diye karşılamak mümkündür, Mevlânâ, Mesnevî vasıtasıyla öğrettiği Allah'a varma yollarını, Kur’ân’dan âyetler getirerek, Hz. Muhammed'den sav hadisler hatırlatarak ve bunları derin anlayışlarla açıklayarak tanıtmıştır.

İsmail Ankaravî, Mesnevî Şerhi'nin başında şöyle der: "Mesnevî kitabını Kur’ân tefsirleriyle nebevî hadislerden meydana gelen iki denizin birleştiği bir yer (mecmau'l-bahreyn) yapan Allah'a hamdolsun.”

İyi bir İslâm alimi ve Mesnevî uzmanı olan Ankaravî'nin sözlerinin manası şudur: Mesnevî, Yüce Rabb'ın kelâmı olan Kur’ân-ı Kerîm'in bir tefsiri ve hadis-i şeriflerin, bir şerhi mahiyetindedir. Âyetlerden, onların tefsirlerinden ve hadislerden alınmıştır. Ancak, Mesnevînin asıl yazılış gayesi; müritler ve hak yolcuları için bir rehber ve irşat kitabı olması nedeniyle bilinen ve mütearef tefsir ve hadis kitaplarından farkı vardır.

Mesnevî’nin nasıl bir kitap olduğu ve Kur’ân-ı Kerîm ile olan ilgisi bizzat Mesnevî de şöyle anlatılır:

"Mesnevînin sözlerinin suretine bakarsan bu, suret ehlini sapılır; mana ehlini ise hidâyete erdirir."

Kur’ân'da da 'bu Kur'ân bazılarım hidâyete ulaştırır, bazılarını sapıklığa düşürür' buyrulmuştur

'Her dükkânın başka bir metaı, başka bir kârı vardır, Mesnevî de, hayırlı yokluk dükkânıdır "

"Bil ki! Mesnevî vahdet dükkânıdır.  Vahdetten başka onda ne varsa puttur”

"Ey manevî denize susamış olan! Mesnevî’den tarafa gel!"

"Ondan yana gel ki, her an Mesnevî’de sadece bir mana denizi görürsün.”

 

Ayrıca Mesnevî okuyana göredir:

"Her kim Mesnevîyi masal diye okursa, onun için masaldır, kim de kendisinin halini bu kitapla görürse o kimse merttir

Mesnevî Nil suyu gibidir. Kıptilere kan görünmüştür. Musa'nın kavmine ise, kan değil sudur.”

 

Mesnevî, Hak ilhamıyla yazılmıştır.

"Bu ne yıldız ne remil bilgisi ne de rüya tabiridir. Bu Hak vahyidir. Doğrusunu Allah daha iyi bilir.

Write on Salı, 15 Ocak 2019 Yayınlandığı Kategori Tasavvuf

PADİŞAHIN İKİ KÖLEYİ SINAMASI

Bir padişah ucuza iki köle satın aldı. Onlardan birisiyle bir iki söz konuştu. Köleyi anlayışlı, zeki ve tatlı sözlü buldu. Zaten şeker gibi dudaktan ancak şeker şerbeti zuhur eder. Ademoğlu dilinin altında gizlidir. Bu dil, can kapısına perdedir. Bir rüzgar esti de kapıyı kaldırdı mı evin içinde ne varsa görürüz. 

O evde inci mi var, buğday mı altın hazinesi mi var, yoksa yılan akreple mi dolu? Yoksa içerde hazinemi var da kapısında yılan beklemekte? Çünkü altın hazinesi bekçisiz olmaz. Köle, düşünmeden öyle söz söylemekteydi ki başkaları beş yüz defa düşünür de ancak öyle bir söz söyleyebilir. 

Sanki içinde deniz var, deniz de baştanbaşa söyleyen incilerle dolu. Ondan parlayan her incinin nuru, Hak ile Batılı ayırır.

Write on Cuma, 27 Nisan 2018 Yayınlandığı Kategori Tasavvuf

Hz. Ömer devrinde ihtiyar bir çalgıcı vardı, çok güzel çeng çalardı. (Çeng: Kanun gibi fakat dikine tutularak çalınan bir saz). Eğlence meclislerini ve toplantıları onun nağmeleri süsler, onun sesinden kıyametler kopardı. Sesi İsrafil"in sesi gibi ölülerin bedenlerine can bağışlardı. Onun nağmelerini dinleyen fil bile neredeyse kanatlanırdı.

Çalgıcı zamanla ihtiyarladı, kamburlaştı, artık eskisi gibi çalamaz oldu, kimseler onu dinlemek istemiyordu. Vaktiyle bol parası olmuş fakat gün kazanıp gün yemişti. İyice yaşlanıp zayıflayınca parasız kaldı, yiyecek kuru ekmeğe muhtaç hâle geldi. Eski itibarlı ve mutlu günler gerilerde kalmıştı. Yalnız, çâresiz, ümitsiz ve aç idi. Sonunda şöyle niyaz etti: 

“Ya Rabbi, bana uzun ömür ve bir çok imkânlar verdin, benim gibi değersiz birine lûtuflarda bulundun. Yetmiş yıldır isyan edip durdum, benden bir gün bile ihsanını kesmedin. Ama ne yazık ki artık para kazanamıyorum. Şimdi senin

NE İZLESEM

 
 

NE OKUSAM