Hayreddin-i Tokadi Hz.

Yazan Write on Cuma, 12 Mayıs 2017 Yayınlandığı Kategori Tasavvuf Okunma 2463 kez
Ögeyi Oylayın
(0 oy)

 Tarikatı aliyyeden Halvetiye'de mukaddes feyiz zincirinin mübarek halkalarından birini teşkil eden ve aynı tarikatın büyük mürşidlerinden olan Şeyh Hayreddîn-i Tokadı (K.S.) Hazretleri, çelebi Halife diye bilinen, zamanının kutbu ve ârifibillâh-ı Şeyh Muhammed Cemalüddin-i Halveti (K.S.) Hazretlerinin yetiştirip, irfan ve tasavvuf âlemine hediye ettiği, Güzel Anadolunun manevî zenginliğini meydana getiren büyük velilerden birisidir.Temiz soy ve nesebi Büyük Müfessir Fahri Razi'ye uzanan ve asil soyundan nice arif âlimler yetişen bu tarikat kutbunu yerinde incelemek gerekir. Hicri 9 ve 10. asırdan itibaren gelişerek İslâm âlemine bir irfan denizi halinde yayılan Halvetiye tarikatının kutlu ve ulu velileri arasında yer alan Halvetiye şeyhi HAYREDDİN-Î TOKADİ (K.S.) HAZRETLERİ'nin hayatını yazmaya, önce Allah'ın Rasûlü (S.A.V.) Efendimiz ile olan zahiri bağlantısını vesikaları ile ortaya koyarak başlamak, "marifet zinciri içerisinde feyz aldığı irfan pınarlarını bir bir göstererek konuya girmek yerinde olacaktır."

ŞERİAT, TARİKAT, HAKİKAT ve MARİFET'in yegâne menbaı, varlığın efendisi ve tek ümidi, iki cihanın güneşi, âhır zamanın sultanı ve en büyük şefaatçisi, bütün peygamberlerin imamı, Allahüazîm'üş-şan'ın habîbi, sevgilisi HAZRETİ MUHAMMED MUSTAFA (S.A.V.) kıyamete kadar varlığı aydınlatacak olan kutlu zincirin başı, kaynağı ve temeli olarak birinci halkayı teşkil etmektedir.

Bu îtibarla, bu mukaddes ve mübarek zinciri şöylece sıralamak gerekir:

1 - Evvel gelmişlerin ve sonra geleceklerin efendisi, ulusu, Resülü Ekrem (S.A.V.) Efendimiz Hazretleri,

2 - Hasan ve Hüseyin (R.A.)nın babaları, Hazreti Fatıma (R.A.)nın muhterem Eşi, Allah'ın Resulünün «Onun eti, benim etim. Kanı, benim kamındır.» «Ben ilmin şehriyim. Ali ise o şehrin kapısıdır». buyurarak şanını yücelttiği, Allah'ın arslanı Aliyy'ül Murtaza (R.A.) Hazretleri,

3 — Tabiîn devrinin en büyük âlimi ve arifi, aynı zamanda en faziletlilerinden olan Ebü Said Hasan bin Yesar el Basri (R.A.) Hazretleri,

4 — Eş Şeyh'ül Elmaî Habib'ül Acemî (K.S.) Hazretleri,

5 — Eş Şeyh'ül Kebir Ebû Süleyman Davud bin Nasır et'Tai (K.S.) Hazretleri,

6 — Eş Şeyh'ül Fahim Ebû'l Mahfuz Ma'ruf Aliyy'ül Kerhî bin' firûzî (K.S.) Hazretleri,

7 — Eş Şeyh'ül Kerim Ebü'l Hasan Sırrı es Sakatı bin Muğlis (K.S.) Hazretleri,

8 — Sofiler taifesinin efendisi, ulusu Ebü'l Kasım Cüneyd bin el Muhammed'ül Bağdadî (K.S.) Hazretleri,

9 - Eş Şeyh Ebû Ali Ahmed Mimşad ed Dînûri (K.S.) Hazretleri,

10 — Ebû Ataullah Muhammed Dînûri (K.S.) Hazretleri,

11 — Muhammed Amaviyye bin Abdullah el Bekri (K.S.) Hazretleri,

12 - Eş Şeyh Ebû Hafs Ömer Vecîhüddin el Gazi el Bekri (K.S.) Hazretleri,

13— Eş Şeyh Ebu'nnecib Ziyaüddin Abdulkadir el Bekri es Sühreverdi (K.S.) Hazretleri,

14 — Tarikatı Ekheriyye pîr-i Ebû Reşid Kutbüddin ei Ebheri (K.S.) Hazretleri,

15 — Eş Şeyh Rükneddin Muhammed Nehhas (Bakırcı) el Buhari (K.S.) Hazretleri,

16 — Eş Şeyh Şihabüddin Muhammed et Tebrîzî (K.S.) Hazretleri,

18 — Celvetiye Tarikatının Zahidiyye kolunda pir olan İbrahim Zahid Geylâni (K.S.) hazretleri,

19 — Eş Şeyh Sadettin-i Ferğanî (K.S.) Hazretleri,

20 — Eş Şeyh Kerîm'üddîn Ehi Muhammed bin Nûr el Halveti (K.S.) Hazretleri,

21 — Halvetiye Tarikatinm piri, Ebu Abdullah Siracüddin Ömer bir eş Şeyh Ekmelüddin el Geylânî el Ahcî el Halveti (K.S.) Hazretleri,

Halvetiye Tarikatı, bu tarikatın birinci pîri olarak kabul edilen bu zattan sonra gelişmiş, yayılmış cihan çapındaki teyitli devrini başlatmıştır.

22 — Eş Şeyh'ül Fani Ehi Emre Muhammed el Halveti (K.S.) Hazretleri,

23 — Eş Şeyh Hacı İzzeddin el Halveti (K.S.) Hazretleri,

24 — Eş Şeyh Sadrüddin el Hiyevi (K.S.) Hazretleri, Bu zat için mahlas olarak Hiyamî ve Hitamı gibi ibareler de kullanılmışsa da tasavvuf kaynaklarına göre, her iki şeklin de yakıştırmadan ibaret olup, doğru olan mahlasının Hıyavî şeklinde olduğu hususunda birleşmektedir.

25 — Halvetiye Tarikatının ikinci pîri olarak bilinen bu taifenin gerçek efendilerinden eş Şeyh Seyyid Celâleddün-i Yahya bin es Seyyid Bahaüddin eş Şirvani el Bakuvî (K.S.) Hazretleri,

Bu zatten sonra Halvetiye Tarikatı daha sür'atli bir şekilde gelişerek İslâm Âleminin her tarafına hızla yayılmaya devam etmiştir. Halvetiliğe ait zikir, çile ve riyazat sistemlerini daha çok bu büyük mürşid tesbit etmiş ve ortaya koymuştur.

26 — Eş Şeyh Pîr Muhammed Bahaüddin-i Erzincanî (K.S.) Hazretleri,

27 — Sahib'üt Tarika eş Şeyh Muhammed Cemalüddin el Halveti (Çelebi Halife) (K.S.) Hazretleri,

28 — Halvetiye ulusu, eş Şeyh Hayreddin-i Tokadi (K.S.) Hazretleri.

Bu mübarek zincir bundan sonra, devrinin kutbu ve piri Eş Sabânı Velî (K.S.) Hazretlerine intikal edecek, daha sonra da gönülden gönüle, talî kollar meydana getirerek gelişip yayılacaktır. Aynı dergâhın son postnişini bulunan eş Şeyh Muhammed Ataullah Efendi (K.S.) Hazretleri, Allah'ın Rasûlünden î'tibaren devam eden bu altın zincirin 46'ıncı halkasını teşkil eder. Bu zat 1942 senesinde vefat etmiştir, Cenabıhak bütün pîran hazretlerini rahmetine gark eylesin. Bizleri de açtıkları nurlu, uğurlu ve feyizli yollardan ayırmasın inşallah.

Bahse konu olan eş Şeyh Hayreddin-i Tokadî (K.S.) Hazretleri hakkında tasavvuf kaynakları oldukça cimri davranmışlardır. Bütün araştırmalara rağmen şeyh hazretleri hakkında yeterli sayılamıyacak kadar az bilgiyi sadece, iki ayrı kaynakta tesbit etmiş bulunmaktayız. Bu eserlerden birisi Mehmed Hulvî'nin Lemezat adlı eseri olup, diğeri de eş Şeyh şabanı Velî (K.S.) Hazretlerinin halifelerinden Ömer'ül Fuad'i tarafından te'lif edilin, Hicri 1214 senesinde, Kastamonu'da, Vilâleti Celîle matbaasında şeyh Mehmed Saki efendinin delâletleriyle bastırılmış olan Şeyh Şâbâni Velî Menkıbı'dır.

Burada şunu da kaydedelim ki, Lemezat'daki beyanlarla Menakib'daki beyanlar, birçok yönden birbirleriyle uyum te'min etmemektedirler. Hatta Şabanı Velî (K.S.) Hazretleri, Şeyh Hayreddini Tokadî (K.S.) Hazretlerinin halifesi oldugu, bu hususun tevatüre varan bir derecede bilindiği halde, Mehmed Hulvî Lemazatında Hayreddin-i Tokadı (K.S.) Hazretlerini, şâbâni Velî (K.S.) Hazretlerinin halîfe olarak göstermektedir. Bu duruma göre, Lemezat sahibi Mehmed Hulvî'nin durumu eksik ve hatalı olarak tesbit ettiği anlaşılmış olmaktadır, Mehmed Hulvî Mezkûr eserinde Hayreddîn-i Tokadî (K.S.) Hazretleri ile ilgili olarak şu tesbitlerde bulunmaktadır:

"Bursalı Hayreddin-i Tokadî hazretleri Tokad şehrinde vücûda gelüp, âlemi şebapta iken (genç yaşta iken) Kastamonulu Şaban efendiye hizmet etmişlerdir. Ve bâdehû (Bundan sonra) İstanbul'a gelüp, medrese tahsilini usulüne göre tamamlıyarak ulemadan olmuşlardır. Ve Muradiye Müderrisi olup, efendisi Bursaya vardıktan, ziyaretlerinde bulunup, danişmendlere ders ile mukayyed iken. Kasım Çelebi bazı ehibba ile (dostlarından bazıları ile) Bursa'ya gelüp, Muradiye camiinde "üsûlü Tevhide icra eylerlerdi. Hayreddin efendi de mescidde meclise hazır olup, hem Tevhidi istima eyler (dinler), hem de kitaba bakup ders ile tekayyüd eylemi. (Meşgul olurdu.)" Mehmed Hulvî devam ediyor.

«Menkuldür ki, (Rivayete göre) Kasım Çelebi (K.S.) ekseriya yanlarına uğrar ve «Hayreddin, bâtın kitabını dahi oku. Yeter ki, vakt'ü zaman gelsin» derler, imiş. Hayereddîn-i Tokadî Hazretleri bir gece rüyada arslanı tes'hir edip üzerine suvar olurlar. (Arslanı emri altına alıp, üzerine binerler.) Ertesi gün hu rüyasını Kasım
Çelebi hazretlerine açan Tokadî hazretlerine, "înaba işaret" deyu inabe verilür ve «Semti İrşad» deyu Kasım Çelebi hazretlerinin yoluna sülük başlar. Bir müddet efendisine, tavsiyelerine uygun bir şekilde hizmette bulunan Tokadî hazretleri, halifelik almaya istî'datlı bulunur, kendi yerlerine, aynı tarikatı yaymak içün Bursada halife olarak vazifeli kılınır"

Müellif Mehmed Hulvî, Lemezat'ında, Tokadî hazretleri ile bizzat görüştüğünü şu ifadelerle ortaya koymaktadır:

«Tokadı Hazretlerine 1008 (hicri) tarihinde mülakat müyesser oldu. (Görüşmek nasip oldu.)

Hoş muhabbet eyler idi görse ger insan anı,
Nola dirsem ben ona kim âlem'ü âdem canı.

TOKADI HAZRETLERİNİN MENKIBESİ

Merhum Hayreddin-i Tokadı (K.S..) Hazretleri Hicreti Nebeviyye-nin 1013 inci senesinde irtihal eylediler. (Vefat ettiler.) Mezarı, zaviyeleri civarında, Ahmed Paşa camii yanındadır. Türbesi vardır ve Sultan Ahmed asrıdır. (Sultan Ahmed devri şeyhlerindendir.) Bu bölümde, Mehmed Hulvi!nin Lemazatındaki ifadeler mümkün olduğu kadar aslına uygun bir ifade tarzı ile verilmeye çalışıldı. Ancak, Lemezat'daki tesbitlerle Şeyh Şabanı Veli hazretlerinin menakıbındaki tesbitler arasında çok açık farklılıklar bulunmaktadır, İşte şimdi de hem menakıptaki tesbitleri, hem de iki kaynak arasındaki çelişkili ifadeleri ele alıp, doğruya yakın olanı tesbite çalışacağız.

Şeyh Şabanı Veli menakıbında verilen bilgilere göre, Hayreddin-i Tokadı (K.S.) hazretlerinin türbesi olarak bilinen ve bu eserin giriş kapısında yeri açıklanan türbenin, Bolu vilayetinin yakınında olduğu göz Önüne getirilirse, Lemazat'daki ifadelerin isabetliliği düşündürücü olmaktadır. Bilhassa Tokadî Hazretlerinin türbesinin bulunduğu yer ve Şâban-ı Velî Hazretlerine müntesipliğini ifade eden cümleler, gerçeklerin hilâfına bulunmaktadır.

Halvetiye silsilenamelerinde ki sıralamalarda, Şeyh Şâbân-ı Veli (K.S.) Hazretlerinin, Hayreddin-i Tokadı Hazretlerine halîfe olduğu, Tokadî Hazretlerinden sonra mukaddes zincirin halkasını oluşturduğu kesinlikle ve ittifakla ifade edilmektedir.

Lemezat müellifi Hayreddin-i Tokadî (K.S.) Hazretlerini 1018 hicri tarihinde vefat etmiş olarak göstermişse de, Silsilinamelerdeki kayıt ve tesbitlere göre şeyh hazretlerinin Hicri 940, Milâdî 1535 tarihinde vefat etmiş bulunduğu kesin olarak gösterilmektedir.

Lemezat'da Tokadî Hazretlerinin mürşidinin ismi Kasım Çelebi olarak geçmektedir. Halbuki gerek menakıpta, gerekse Halvetiye silsilenamelerinde, Pir Muhammed Erzincanî (K.S.) Hazretlerinin halifelerinden olan Muhammed Cemaleddin-i Halvetî'nin, Tokâdi Hazretlerinin mürşidi olduğu açık bir şekilde sergilenmektedir. Görülüyor ki, Mehmed Hulvî bu tesbîtinde de hataya düşmektedir.

Lemczat'daki Şeyh Hayreddin isminin, bahsimizin konusu olan Hayreddin-i Tokadî (K.S.) Hazretlerinin ismi ile, Şeyh Şâban-ı Veli (K.S.) Hazretlerinin halîfelerinden Kastamonulu şeyh Hayreddin Efendi ile karıştırılmış olabileceği düşünülse bile, Kastamonulu Şeyh Hayreddin Efendi hazretleri hayatı boyunca memleketi olan Kastamonudan ayrılmamıştır.

Hayreddin-i Tokadî (K.S.) Hazretlerinin, Şeyhi Cemaleddin-i Halveti ile tanışmaları, Bu zatın daha önceleri Tokat ve Amasyada kalıp, buralarda irşad hizmetinde bulunduğu zamana rastlamaktadır. Gerçekten de Çelebi Cemaleddin-i Halveti (K.S.) Hazretleri, bilhassa Amasya'da hayli zaman kalarak, yaygın bir irşad hizmeti sergilemişlerdir. Cemaleddin efendinin Amasyadan İstanbul'a gitmesi ile Tokadî hazretleri de şeyhi ile birlikte İstanbula gitmiş, bir yandan Halvetiye dergâhında sülûkünü ilerletirken, diğer yandan da zahir ilimleri için İstanbul medreselerinden faydalanmayı ihmal etmemiştir.

Mehmed Hulvî'nin Lemezat'da da ifade ettiği gibi, İstanbul'da medrese tahsilini tamamlamış ve bilâhere Bursaya müderris olarak gitmiş olabilir. Ancak, Lemazat'da ifade edildiği gibi, Çelebi Cemaleddin (K.S.) Hazretlerine intisabı Bursa'da değil de daha Önce, Tokat'ta veya Amasya'da gerçekleşmiş olacağı gerçeğe en yakın olanıdır. Lemazat'daki görüşü takviye edecek bir ayrı görüş daha ortaya çıkmaktadır ki, oda şudur:

"Tokadî Hazretleri, Çelebi Cemaleddin (K.S.) Hazretleri ile gerçekten Bursa'da müderris (Profesör) iken tanışmış, kendisine intisab ederek, daha sonra halifesi olmuş ve bilâhere de Bursa'da Muradiye semtinde irşadla görevlendirmiş. Burada bir müddet irşad hizmetinde bulunan Tokadî K.S. Hazretleri daha sonra Bolu'ya gelerek, Halvetiye dergâhına yerleşmiş ve Ömrünün sonuna kadar irşad hizmetini Bolu'da sürdürmüştür."

Şeyh Şabanı Velî (K.S.) Hazretlerinin menakıplarından anlaşıldığına göre, Hayreddin-i Tokadî hazretleri, Bolu'da irşad hizmetlerini uzun müddet devam ettirmiştir. Cehri zikir esasına dayanan halkalarına kalabalık mürîdan zümresi dahil olup, zikirlerin büyük bir coşkunlukla eda edildiği, halkada bulunan nice kimselerin vecde gelerek kendilerini kaybettiği, bu cezbelerle yüceliklere erdiği bahsi geçen menakıptan anlaşılmaktadır. Kendilerinden sonra bu îman coşkunluğunu daha da geniş sahalara yayarak devam ettiren Büyük Halifeleri Şeyh Şâban-ı Veli (K.S.) Hazretleri, tam 12 sene Bolu'daki dergahta mürşid hazretlerinin hizmetlerinde bulunmuş ve himmetlerini dilemiştir.

Hayreddin-i Tokadı (K.S.) Hazretlerinin irşad hizmetinde bulunduğu devirler, tasavvufun Anadoluda en çok yaygın olduğu devirlerdir. Bilhassa Halvetiye Tarikatı o devrin Osmanlı sarayının harîmine kadar girmiş, birçok devlet ricali Muhammet Cemaleddin-i Halveti, Sünbül Sinan Efendi Hazretleri, Merkez Muslihiddin Efendi Hazretleri' (Allah cümlesinin sırlarını takdis buyursun) nden intisab etmek şerefiyle şereflenmişlerdir. Bu hususta Vildan Faik Beyin kıymetli telifleri bulunan Tomarı Turuku Aliyye adındaki eserinin Halvetiye ile ilgili cildinde geniş bilgiler verilmektedir.

Hülâsa olarak, Hayreddin-i Tokadı (K.S.) Hazretleri verimli bir irşad çağında gelerek, yine verimli bir irşad hizmetinde bulunmuş, kendisinden sonraya da o devrin irşad kutuplarından ulan Kastamonulu Şeyh Şâban-ı Veli (K.S.) Hazretlerini halife olarak bırakmışlardır.

Bugün Bolu'nun batı cihetine düşen ve şehrin kenarında diyecek kadar yakın bir yerde, mütevazi türbesinde ziyaret edilen Şeyh Tokadî (K.S.) Hazretleri, Hazret-i Rasûlü Ekreme (S.A.V.) dayanan o nurlu yolda belli bir iman ve irfan nirengisi olarak o beldeyi şerefilendirmektedir.

(Kaynak: Rahmi Serin, İslam Tasavvufunda Halvetilik ve Halvetiler, 1984 İstanbul, Sayfa: 110-116 Petek Yayınları, http://www.islamvetasavvuf.org/?q=node/14014)

 

Son Düzenlenme Pazartesi, 12 Haziran 2017 22:16

NE İZLESEM

 
 

NE OKUSAM