Bilim

Bilim (42)

Yazan Written on: Cuma, 12 Mayıs 2017 Okunma 2814 kez
Ögeyi Oylayın
(0 oy)

Alm. Gehirn (n), Fr. Cerveau (m), İng. Brain. Kafa içi boşluğunu dolduran, üç kat beyin zarı ile örtülü, beyaza yakın gri renkli, yumuşak sinir sisteminin en önemli kısmı ve merkezi olan organ. Beyin, kendisini koruyan kafatası boşluğu içerisinde yer alır. Biçimi, büyüklüğü ve ağırlığı; kafatasının biçimine, ayrıca canlının vücut büyüklüğüne ve gelişmiş olmasına bağlıdır. İnsan beyninin ağırlığı 1300-1800 gr arasında değişir. Bir filin beyni ise 5000 gr civarındadır. Görüldüğü gibi beynin ağırlığı, kabiliyetini göstermemektedir. Beynin kabiliyeti bazı kitaplarda evvelce belirtildiği gibi kıvrımlarının sayısına da bağlı değildir. Zira bazı balıkların beyin kıvrımlarının sayısı insan beynindekinden daha fazladır. İlim adamları bunu daha ilmi metodlarla araştırmalarına rağmen ortak bir sonuca henüz ulaşılamamıştır.

Beynin veya sinir hücrelerinin bir özelliği, uyarılabilir olmalarıdır. Bir sinir hücresi uyarıldığı zaman ortaya çıkan uyarı dalgası hücreden hücreye yayılır. Bu, ateşlenen barutta her taneciğin bir sonraki barut tanesini ateşlemesine

Yazan Written on: Cuma, 12 Mayıs 2017 Okunma 2867 kez
Ögeyi Oylayın
(0 oy)

Şeker ve şeker ürünleri: Uzun süreli şeker kullanımı nörolojik problemlere sebep olur. Ayrıca hafızayı da zayıflattığı tespit edilmiştir.Öğrenme kabiliyetini zaafiyete uğrattığı da ifade edilmektedir. Bu sebeple şekerden uzak durmak gerekir.

Alkol: Alkolün karaciğeri iflas ettirdiği bilinmektedir. Ancak az bilinen diğer etkisi de beyni bitirip tükettiğidir. Sağlıklı düşünme yeteneğini zayıflatır, hafızayı da tüketir. Kısa vadede alkol bırakıldığı takdirde etkileri belli bir düzeyde onarılabilmektedir. Ancak uzun süreli kullanımlarda kalıcı hasarlara da yol açabilir.

Fast Food: Yakın zamanda Montreal Üniversitesi´nde yapılan bir araştırma fast food ürünlerinin beynin kimyasını değiştirdiğini ortaya koymuştur. Bu da depresyon ve anksiyete sorunlarına yol açmaktadır. Fast Food ürünlerinin içindeki katkı maddelerinin öğrenme bozukluğu, motivasyon eksikliği ve hafıza zayıflığına da yol açtığı kanıtlanmıştır.

Yazan Written on: Cuma, 12 Mayıs 2017 Okunma 1859 kez
Ögeyi Oylayın
(0 oy)

Kötülüğün ve Sapıklığın Kaynağı Genler mi?   

Medya ve yayın dünyası gün geçmiyor ki  kötü bir huyu veya gayriahlâkî bir davranışı genlerimizle ilişkilendirmesin  bu kötülüklere mazeret olarak da tabiatı ve fıtratı suçlamasın. Son ilmî araştırmalar ise  medyanın bu slogan haberlerinin doğru olmadığını göstermektedir. Söylenenin aksine genlerin kendini ifade etmesinin fizikî çevre ile birlikte sosyokültürel faktörlerle de düzenlendiği anlaşılmıştır.

İnsanın fıtratının şekillenmesinde hem genlere ve buna bağlı sentezlenen hormonlara  hem de kültüre kaderî programda birlikte rol verilmiştir. Her insanın tutum ve davranışları  genetiğe ve kültüre ait faktörlerin birlikte ortaya çıkardığı motifler (nakışlar) içerisinde kendisini gösterir.  İnsan tabiatı bir kitap olarak düşünülürse  bunun içinde şifrelenmiş genetik enformasyon  iç ve dış çevrenin bütün unsurlarıyla (biyopsikososyokültürel) mânâlı ve fonksiyonel hâle gelir.

Yazan Written on: Cuma, 12 Mayıs 2017 Okunma 1131 kez
Ögeyi Oylayın
(0 oy)

Hepimizin merak ettiği bir soru aslında ; “Uçsuz bucaksız evrende yalnız mıyız? “ .NASA’nın Kepler uzay teleskopunu kullanarak galaksimizde 200 milyar yıldızdan kaçında potansiyel yaşam bulunabileceklerini sorduklarında aldıkları cevap inanılmaz oldu. Cevap ise her güneş benzeri 5 yıldızdan birinde dünya benzeri yaşamlar bulunabilir. Bu gezegen sayısının 8,8 milyar olduğu belirtiliyor.

Güneş Sistemi’ nden çıktığımızda sadece Samanyolu Galaksi’sinde 200 milyardan fazla yıldız var ve bunların etraflarındaki gezegenlerin kaçında hayat vardır bilinmiyor.

Kepler uzay teleskopunda bu yılın başında mekanik arıza verene kadar Kepler 3000’ den fazla aday dünya dışı gezegen buldu. Bu keşiflerden elde edilen bilgiler bile bilim adamlarını yıllarca meşgul edecek.

Yazan Written on: Cuma, 12 Mayıs 2017 Okunma 1391 kez
Ögeyi Oylayın
(0 oy)

Bilim adamları epileptik nöbet geçiren bir hastanın beyin sesini, insanın duyabileceği frekans aralığında kaydetti.

Stanford Üniversitesi'nden bilim insanları Josef Parvizi ve Chris Chafe, epileptik nöbet geçiren bir hastanın beyin sinyallerini insan kulağının duyabileceği bir frekans aralığında kaydetti.

KENDİ İÇERİSİNDE TEKRAR EDİYOR

Neronlar arası elektrik iletiminin yarattığı ses, dinleyenleri dehşete düşürecek cinsten. Kaydedilen ses, kendi içerisinde tekrar eden ve bası yüksek olduğu duyulmaktadır.Yapılan çalışmada beyin sinyallerimizin gizemi anlamamızı öngörüyor.

ÜRKÜTÜCÜ VE ANLAŞILAMAYAN SES

İnsan beyninin frekanslarının çözümü için yapılan çalışmalarda kaydedilen ses çok ürkütücü olup hiç bir ses anlaşılmamaktadır. Kaydedilen bu ses kaydında kulaklarımızın çoğu sesi algılayamadığını da ortaya koymuştur.

Yazan Written on: Cuma, 12 Mayıs 2017 Okunma 2127 kez
Ögeyi Oylayın
(0 oy)

İnsan beyni gibi çalışan bilgisayar geliştiriliyor
Günümüzde kullanılan bilgisayarlardan bin kat daha hızlı olması hedeflenen bilgisayar üzerinde çalışılıyor. Projenin maliyeti 1,6 milyar doları bulacak.

Bilim insanları, günümüzün en hızlı bilgisayalarını 1000 kat geride bırakacak, İnsan beyni gibi çalışan bilgisayar geliştiriyor.

İsviçre'de bir grup bilim insanı ve araştırmacının yer aldığı İnsan Beyni Projesi’nde ( The Human Brain Project) geliştirilmekte olan bilgisayarın şu anki bilgisayarlardan bin kat daha hızlı olması hedefleniyor.

Projenin ilk evresinin yaklaşık 10 yıl sürmesi ve insan beyninin fonksiyonlarının daha iyi anlaşılması planlanıyor.Araştırmacılar sonraki aşamalarda ise insanların nasıl öğrendiği, düşündüğü ve duyduğunu anlamaya çalışacaklarını belirtiyor.Proje Direktörü Henry Markram, günümüzde kullanılan bilgisayarlardaki donanım hızının saniyede 1 katrilyon olduğunu ve bu seviyeyi aşmayı planladıklarını belirtti.

NE İZLESEM

 
 

NE OKUSAM