Bilim

Bilim (42)

Yazan Written on: Cuma, 12 Mayıs 2017 Okunma 4850 kez
Ögeyi Oylayın
(0 oy)

İstediğimiz Hayatı Yarattığımız Bilimsel Olarak İspatlandı

“Eğer şu ana kadar isteklerimiz gerçekleşmediyse, en şiddetli arzularımıza ulaşamadıysa; eğer hayatımıza hiç istemediğimiz şeyler girdiyse, eğer mutsuzsak veya yenilgiye uğradıysak, bütün bunların sebebini Rezonans Kanununda bulabiliriz. “ Pierre Franckh, bu kitabında Rezonans Kanununu kavrayıp onu nasıl kullanacağımız…ı anlamaya başladığımız anda, hayatımızdaki her şeyin mümkün olabileceğini anlatıyor. Yazar, hayatımızı kalbimizle değiştirebileceğimizin de altını çiziyor.

 Düşünce gücümüzle maddeye etki edebilir miyiz?

Kim olmayı istiyorsun?

İsteklerimizi hangi yolla yayıyoruz?

ideal partneri yaşamımıza çekmemizi sağlayan en uygun rezonans alanını nasıl oluştururuz?

Rezonans alanın yazılı ve görsel izlenimlere nasıl tepki verir?

Yazan Written on: Cuma, 12 Mayıs 2017 Okunma 6714 kez
Ögeyi Oylayın
(0 oy)

Kendine Güven ve Benlik Algısı
Benlik algısı kısaca kişinin kendisi hakkındaki algılarıdır. Ben dürüstüm, ben kırılganım, ben çalışkanım vs. Kendine güven olumlu ve gerçek benlik algısı ile mümkündür. O nedenle de kendimize olan güveni sağlamak için olumlu ve gerçek benlik algısına nasıl ulaşacağımızı bilmemiz gerekir.
‘’Her insan, bir rolü mükemmel bir şekilde oynayabilir, kendini” (Vittorio De Sica)
Olumlu benlik algısına kavuşmanın temelinde olumlu yaşantılar yatmaktadır. Bireyin düşüncelerinin önemsendiği, küçük yaştan itibaren birey olarak kabul gördüğü, fiziksel ve psikolojik şiddetin daha az yaşandığı bir ortamda büyüdüğü vs. olumlu yaşantılar bireyin benlik algısının olumlu olmasını sağlayacaktır.

Hem olumlu hem gerçek benlik algısının gelişimini ve değişimini en çok etkileyenler bireyin en fazla etkileşimde bulunduklarıdır. Okul çağına kadar aile ve yakın çevre, okul çağıyla birlikte aile ve yakın çevreye ek olarak öğretmenleri ve okuldaki arkadaşları bireyin benlik algısını olumlu ve olumsuz şekilde en fazla etkileyenlerdir. Tabii artık bunlara medyayı özellikle de sosyal medyayı da eklemenin zamanı geldi.

Yazan Written on: Cuma, 12 Mayıs 2017 Okunma 5118 kez
Ögeyi Oylayın
(0 oy)

Kesin Kozmoloji: Son on yıl içinde araştırmacılar evrenin içeriğine dair çok kesin bir reçeteye ulaştı.

Bilim insanlarına göre, evrenin yüzde 4'ü bildiğimiz maddeden, yüzde 23'ü karanlık maddeden ve yüzde 73'ü karanlık enerjiden meydana geliyor.

WMAP websitesindeki yazı şöyle:

"Verilerde evrenin yüzde 4.6 sının atomlar, gökcisimleri, yıldızlar ve gezegenlerden oluştuğunu görüyoruz. Evrenin yüzde 23'lük kısmı da karanlık maddeden oluşuyor. Bu madde atomlardan farklı olarak, ne ışık yayar ne de ışığı emer ve sadece çekim gücünden (gravitasyon) dolaylı olarak tespit edilebilir. Evrenin yüzde 72'lik kısmıysa karanlık enerjiden oluşuyor.

Yazan Written on: Cuma, 12 Mayıs 2017 Okunma 5880 kez
Ögeyi Oylayın
(0 oy)

Hiç ameliyat geçireniniz var mı?

Bir çok kimsenin "evet" dediğini duyuyorum. İkinci soru geliyor o zaman.

Peki ameliyat esnasında yanınızda konuşulanları hatırlıyor musunuz?

Narkozla yani anestezi ile ameliyat geçiren herkesin bu soruya "hayır" dediğini duyuyorum.

İsterseniz ameliyata kadar gitmeyelim. Uyurken yanınızda biri konuşsa sabahleyin uyandığınızda hatırlar mısınız? Bu soruya da herkesin "hayır" dediğini duyar gibiyim.

Bu sorulara ben de sizler gibi cevap veriyordum ta ki az sonra yazdığım şeyleri öğreninceye kadar.

Güzel insanlar sizlere bildiğinizi yerinden oynatabilecek ve sizi hayretler içinde bırakabilecek bir şey söyleyeceğim. Bilinçaltı biz farkında olmadan her detayı kaydeder.

Yukarıdaki hayati ifadenin en önemli sonucu şudur: Çocuklara verdiğiniz her mesaja, yaptığınız her yüklemeye dikkat edin, özen gösterin!

Öyle ki verdiğiniz mesajlar ve yaptığınız yüklemeler onun kendisine güven duymasını ve mücadele gücünü artırabilirken düşünce gücünü zayıflatarak onu beceriksiz, özgüveni yetersiz biri haline de getirebilir.

Yazan Written on: Cuma, 12 Mayıs 2017 Okunma 5028 kez
Ögeyi Oylayın
(0 oy)

Ahmet Bâki


         Bazı Batı ülkelerinde yapılan incelemelerde, UFO denen varlıkların sanıldığı gibi objeler olmayıp, hologramik ışınsal bir fenomen oldukları yolunda kesin tespitler elde edilmiştir. İlk kez 1940'lı yıllarda değişik yörelerdeki insanların havada uçuşuyormuş gibi ne olduğu anlaşılamayan, ışıklı nesnelere benzer bazı görüntüler algılamaları üzerine, konuya ilgi duyan kişiler, bunların gerçekten ciddiye alınacak kadar enteresan özellikler taşıdıkları kanaatine varmışlar… Hatta, bunların daha gelişmiş dünya dışı medeniyetlerden gelen ve zekice kullanılan araçlar olması ihtimali üzerinde durulmuş... Ancak bu varlıkların ve hatta içinden çıktığı kabul edilen varlıkların görüldüğüyle ilgili haberler yaygınlaştıkça ve değişik veriler biraraya getirildiğinde, bunların gerçekte dünyamıza dışardan gelen uzay araçları falan olmadıkları açıkça ortaya çıkmıştır. Dünya dışı varlıklar olma ihtimalinin bulunmadığına işaret eden basit bazı kanıtlar şunlardır:
Birincisi, bunlarla ilgili kimi çevrelerce rapor edilmiş veya halk arasında kalmış binlerce, hatta milyonlarca, belki de milyarlarca gözlem söz konusudur.

Yazan Written on: Cuma, 12 Mayıs 2017 Okunma 3252 kez
Ögeyi Oylayın
(0 oy)

Beyinden Beyine Doğrudan İletişim İspatlandı!

Kablosuz EEG (Elektroensefalografi) ve otomatikleştirilmiş, robotlaştırılmış TMS’nin (Transkranial Manyetik Stimülasyon) içerdiği ileri düzey nöro-teknolojiler kullanılarak, ilk başarılı transmisyon-aktarım gerçekleştirildi.

Buna benzer çalışmalar içinde ilk defa nörobilimciler ve robotbilimcilerden oluşan uluslararası bir ekip, insanlarda doğrudan beyinden beyine iletişimin yaşanabilirliğini gösterdiler. Birbirinden 5000 mil uzaklıktaki iki insan deneğinin internet yoluyla beyinden beyine başarılı iletişimini içeren bu çalışma ile ilgili oldukça yeni tespitler henüz yayınlanan PLOS ONE adlı dergisinde anlatılmıştır.

Beth Israel Deaconess Tıp Merkezi’nin de müdür olan yardımcı yazar olan ve Harvard Tıp Okulu Nöroloji Profesörü Alvaro Pascual-Leone şunu açıklıyor: “Aralalarındaki çok büyük mesafeye rağmen, mevcut iletişim yollarını güçlendirerek, bir kişinin beyin aktivitesini okuyup, bunu diğer bir kişiye doğrudan aktarabilir miyiz’i öğrenmek istedik.

NE İZLESEM

 
 

NE OKUSAM