Write on Salı, 10 Ekim 2017 Yayınlandığı Kategori Tasavvuf

RUH , AKIL - NEFS , ŞEHVET

Ruh ve nefis aslında birbirinden ayrılmaz hakikatlerdir. Ya ruh , nefsin hüzerinde kendi hükmünü icra eder ve hükümran benim der. Yahut da nefs , ruhun üzerinde hükümranlık kurar ve sınır tanımaz bir yaşam biçimini seçer , kişinin ebedi hayatını helak eder.
İnsan vücudunun gerçek padişahı ruh’tur. Allah bu şekilde yaratmış ve asli özelliklerinde saf ve temiz, arınmış olarak bulunan ruh , hükmünü icra etmesi hasebiyle “ Ahsen-i takvim “ olarak Yaradanımızın nitelediği mertebenin sahibidir.
Ancak ruh bu özelliklerini açığa çıkaramayıp, hükümdarı olduğu bu vücud ülkesinde otoritesini sağlayamaz ise eşkıya başı olan nefs’in ayaklanıp baş kaldırması ile bu ülkenin vezirini (akıl) ayartıp (kandırıp) ülkenin tüm kuvvetlerini ele geçirmesi neticesi artık kendi hükmünü kendi baş yardımcısı olan veziri ( heva, heves, şehvet) ile icra etmeye başlar. Ülkenin gerçek padişahı olan ruh’u susturur ve adeta zindandaki bir hücreye hapsederek bu ülkenin yönetimini dilediği gibi icra eder.

NE İZLESEM

 
 

NE OKUSAM