Hak'kı nasıl görürüm?

Yazan Muhammed Şemseddin Yeşil Write on Cuma, 12 Mayıs 2017 Yayınlandığı Kategori Kıssadan Hisse Okunma 1395 kez
Ögeyi Oylayın
(1 Oylayın)

Bir gün bir zat, meydan görmüş bir zâtın evine giderek:

"Hüvel evvel hüvel âhir hüvezzâhir hüvelbâtın" âyetini okur, sonra da o zâta: "Bu bir âyet midir?" diye sorar. O zât da "Evet âyetdir" cevabını veir.

Sâil:
"Nasıl olur? " Burada Allah zâhir olduğunu söylüyor. Ya'ni âşikar olduğunu i'lân ediyor. Ben ise öyle bir şey göremiyorum, binâen'aleyh
âyet değildir" der.
O zât da hemen yerinden kalkarak lâmbaya püf der dinlendirir, ya'ni söndürür. İkisi de zifiri karanlıkda kalınca sâile:
"Şimdi beni görüyor musunuz ? Ve buradaki eşyâları iyice teşhis edebiliyor musunuz ?" diye sorar.
Sâil:
"Hayır."
"Neden göremiyorsunuz?"

 

"Zulmet içinde kaldık, her taraf karanlık da ondan" cevabını verir.

"O hâlde" der hakikat ehli olan zat: "Eşyayı, hatta beni bile ışıksız göremiyorsun. Demek ki bir ışığa ihtiyaç var. Artık sen öbür tarafını irfânınla hâllet.
Bunun üzerine sâil:

"Elhak.Zât-ı âlinizin Hak ilmine âgâh olduğunuza inandım. Ne olur bunu bana şimdi öğretiverin" deyince ârif olan zat:
"Sizin de çok iyi Fransızca bildiğinizi söylerler, ben de yarın bir Fransız'la konuşmak istiyorum, siz de şunu bana bu gece öğretiverin" der.
Sâil:
"nasıl olur?" deyince, ârif:
"Azizim sen bana kul ilmini bir gecede öğretemeyince ben sana Hak ilmini nasıl bir anda öğretebilirim?" cevabını verir.

Muhammed Şemseddin Yeşil Hz. (K.S.)
Ma’neviyat Bağçesi, Evliyaullah Sözleri,
Ârifler Sofrası adlı eserinden alınmışdır.

Son Düzenlenme Pazartesi, 12 Haziran 2017 21:30

Benzer Ögeler

NE İZLESEM

 
 

NE OKUSAM