Filmde şöyle bir diyalog geçiyordu;
Aklımda kaldığı kadarıyla ; "Artık Osmanlıca yazılmayacak Latin harfleriyle yazılması gerekiyor". Nasıl olur diyenlere artık Latin harfleriyle yazılıyor, okutuluyor. İnsanların anlayacağı dilde anlatılması gerekiyor.
Bu söz bile kâfi günümüz diliyle anlaşılır şekilde yazılması gerekliliğini.
Filme gelecek olursak. Çağrı filmi ve benzer nadir bir kaç filmden sonra çok iyi iş çıkarmışlar. Gerek görüntü gerek senaryo çok iyi işlenmiş. Her ne kadar böyle zamana mekâna sığmayan bir insanı bir kaç saat filme anlatabilmek imkânsız olsa da yapanlardan Allah razı olsun umarım bu yapılacak yeni filmlere ön ayak olabilir ve devamı gelir mutlaka izlenilmesi gereken bir film.
Film ilk izleyenler çok fazla abartıldığını yada şeyh uçmaz mürit uçurur havasına katılabilirler. Buna katılmıyorum. Neden mi, tarihe objektif bir şekilde bakılarsa savaşın en büyük düşmanın ilim olduğunu ve bunla mücadele etmiş insanlara bilimin ve İslam’ın iki farklı sesleniş olduğunu ikisinin birleştirilmesi gerekliliği konusunda birçok yazı yazmış ve bunu hayatıyla insanlara göstermiş…
Film bir belgesele gibi çekildiği konusunda da eleştiriler gelebilir. Sonuç itibariyle tüm hayatı kısa kesitler sunarak anca anlatılabilmiş.
Daha iyi olabilir miydi? Tabiiki olabilirdi, ama nedense Hollywood bütçesiyle çekilmiş milyon dolarlık filmlerden ne aldığımıza baktığımızda savaş korku cinsellik ve sadece güce tapmanın olmasa olmazı bilincimize yüklenirken ne kadar harika film diye biliyoruz. Daha önce Minyeli Abdullah ve benzeri bir filmi çekmiş anca kendi olanakları Tük sinemasına böyle bir film büyük çabalarla ortaya koyan insanları taşlamadan önce biraz Saidi Nursi’nin nasıl bir insan olduğunu araştırmak gerekli.
Filmlerde geçen sözlerin uydurma değil çoğunun kendi sözlerinden oluştuğunu olayların ise hayal ürünü değil beklide daha da zorlu bir şekilde geçtiği görülecektir.
Dua ve Himmetle
Vesselam
Mehmetsirin