170. Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi:

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’ e: “Göklerde ve yerde olanların hepsi Allah’ındır. İçinizdekini açıklasanız da, gizleseniz de, Allah sizi o yüzden hesaba çeker ve neticede dilediğini bağışlar, dilediğine de azâb eder. Allah, her şeye gücü yetendir” [Bakara sûresi(2), 284] anlamındaki âyet nazil olunca, bu durum Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in ashâbına ağır geldi. Bunun üzerine sahâbe, Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem’in huzuruna gelerek dizleri üzerine çöküp şöyle dediler:

- Ey Allah’ın Resûlü! Biz, namaz, cihad, oruç ve sadaka gibi gücümüz yeten amellerle mükellef kılınmıştık.

Oysa şimdi sana, gönlümüze gelen ve kalbimizden geçen şeylerden de hesaba çekileceğimize dair bu âyet nazil oldu; buna güç yetiremiyoruz. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Sizden önce kendilerine kitap verilen yahudi ve hıristiyanların dediği gibi, işittik ve isyan ettik demek mi istiyorsunuz? Bilâkis siz, işittik ve itaat ettik. Ey Rabbimiz! Bizi mağfiret eyle, bizi bağışla, nihayet dönüş sadece sanadır, deyiniz.”

Sohbetten alınan notlar:

Dün, çok güzel bir söz okudum. Yapmak istediğimiz ama bir türlü yapmadığımız bir söz. Halvet büyüklerinden biri söylemiş. Üç kalp birleşiminde ne olursa o birleşme anında olur. Birleşme anında insan saadete, kemale ulaşır. Biz bir kalbi anlamakta bu kadar zorlanırken nedir bu üç kalp hep beraber bakalım:

1-)Kalbi Kuran: Kuran'ın kalbi yani Yasin süresi.

2-)Kalbi İnsan: İnsanın kendisi değil. İnsanın kalbi.

3-)Gecenin Kalbi: Gecenin son üçte birlik vakti. Teheccüd vakti.

M. Z. Kotku Hz.leri, Yasin okumak mevzuunda şunları söylemiştir:

"Gecenin yarısı, gecenin kalbidir. Kur'anın kalbi de Yasin-i Şerif'tir. İnsan gece yarısı kalkar, Yasin-i Şerifle iki rekat namaz kılar, kalbini Allah'a açarsa, bu üç kalp birleşince yeryerinden oynar. O kalp nazargahı İlahi olan gönüldür. İnsan o gönülle insandır, o gönül olmayınca insan neye yarar."

Sohbet 4.Bölüm

Bismillahirrahmanirrahim

Peygamberimizin, bizim sahibimiz olması!

Necip Fazıl’ın bir sözü vardır;

'Kim var? ' diye seslenilince, sağına ve soluna bakmadan fert fert 'ben varım! ' cevabını verici, her ferdi 'benim olmadığım yerde kimse yoktur! ' fikrini besleyici bir dâva ahlâkına kaynak bir gençlik...

Peygamber Efendimiz ile olan ilişkimizi iyi kurmamız gerekiyor. Riyazüs'Salihin kişisel olarak bize yazılmış özel bir mektup olarak düşünmeliyiz. Herhangi bir tarikata girdiğimizde binlerce mürit arasında şeyh bir şey söylediğinde hemen üzerimize alırız. Sözü sanki bize söylemiş gibi hemen dikkate alırız. Peygamber Efendimiz ile olan ilişkimiz de böyle olması gerekiyor. Biz, Peygamberimize iki milyar Müslüman olarak iman ettik! Biz Peygamberimize topluluk olarak iman etmiyoruz. Bu şekilde topluluğa mal edilmiş bir imanın nasıl sorunlar ortaya çıkaracağını anlatmaya çalışacağız.

Peki, nasıl iman ediyoruz? Tek, tek ferdi olarak iman ediyoruz!

Hz. Peygamber Efendimize diyoruz ki; Ben sana geldim ve sana bağlandım diyoruz.