Write on Cuma, 12 Mayıs 2017 Yayınlandığı Kategori Sohbetler

Bismillahirrahmanirrahim

Peygamberimiz ile olan ilişkimiz

Başımız gelebilecek en kötü şey bir şeyin âdete alışkanlığa dönüşmesidir. İbadet adetten ayrı bir şeydir. Onu ayıran en önemli unsur ise niyettir. Tıpkı oruçlu biri gibi insan gün boyu yemeden içmeden durabilir. Fakat bu kişi oruçlu olmuş olmaz. Çünkü adetten yaptığımız işlere, davranışlara ibadet demiyoruz.

“Âdete yâda doğru bir davranışa, niyet eşlik ederse o işe ibadet denir. Âdeti ibadet eden şey o işi yapmamızdaki niyetimizdir.”

Mesela Arapçada “Fiil” ve “Amel” kelimeleri vardır. Fiil kelimesi biraz geniş anlamı vardır amel ise biraz daha özel kullanılır. Ameli Fiilden ayıran bir şey vardır. Mesela namaza, oruca, zekâta ameli Salih deriz…

Write on Cuma, 12 Mayıs 2017 Yayınlandığı Kategori Sohbetler

202-Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bize iki olayı haber verdi. Bunlardan birini gördüm, diğerini de bekliyorum. Hz. Peygamber bize şunları söyledi:

“Şüphesiz ki emanet, insanların kalblerinin ta derinliklerine kök salıp yerleşti. Sonra Kur’an indi. Bu sayede insanlar Kur’an’dan ve sünnetten emaneti öğrendiler.” Sonra Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bize emanetin kalkmasından bahsetti ve şöyle dedi: 

“İnsan bir kere uyur ve kalbinden emanet çekilip alınır, ondan belli belirsiz bir iz kalır. Sonra bir kere daha uyur, yine kalbinden emanet alınır; bu defa da ayağının üzerinde yuvarladığın korun bıraktığı iz gibi bir eseri kalır. Sen onu içinde hiçbir şey olmadığı halde kabarık görürsün.”

Daha sonra Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem eline çakıl taşları alarak ayağının üzerinde yuvarladı. Sözlerine de şöyle devam etti:

Write on Cuma, 12 Mayıs 2017 Yayınlandığı Kategori Sohbetler

201-عن أَبي هريرة ، رضي اللَّه عنه ، أن رسولَ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم قال : « آيَةُ المُنَافِقِ ثَلاثٌ: إِذَا حَدَّثَ كَذَبَ ، وَإِذَا وَعَدَ أَخْلَفَ ، وإِذَا آؤْتُمِنَ خَانَ » متفقٌ عليه.

وفي رواية : « وَإِنْ صَامَ وَصَلَّى وزعَمَ أَنَّهُ مُسْلِمٌ » .

201. Ebû Hüreyre radıyallahu anh’ den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Münafığın alâmeti üçtür: Konuşunca yalan söyler, söz verince sözünden cayar, kendisine bir şey emanet edildiğinde hıyanet eder.”

Buhârî, Îmân 24; Müslim, Îmân 107-108. Ayrıca bk. Buhârî, Şehâdât 28, Vesâyâ 8, Mezâlim 17, Cizye 17, Edeb 69; Tirmizî, Îmân 14

Açıklama:Biz münafığın kim olduğunu bilebilir miyiz? Bilemeyiz ama üç tane alameti varmış. Konuşunca yalan söyler, söz verince sözünden cayar, kendisine bir şey emanet edildiğinde hıyanet eder.

Write on Cuma, 12 Mayıs 2017 Yayınlandığı Kategori Sohbetler

قال اللَّه تعالى: {إِنَّ اللّهَ يَأْمُرُكُمْ أَن تُؤدُّواْ الأَمَانَاتِ إِلَى أَهْلِهَا } .

1. “Hiç şüphesiz Allah size, emanetleri ehline teslim etmenizi emreder.” Nisâ sûresi (4), 58

Bu âyetin tamamının anlamı şöyledir: “Hiç şüphesiz Allah size, emanetleri ehline teslim etmenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adâletle hükmetmenizi emreder. Allah size ne güzel bir öğüt veriyor. Şüphesiz Allah işitir ve görür.”

Emanet denince bir sahip var birde emanetçi var. Sahip ona emaneti veriyor bir şey yapması için.

Fatiha süresinde her bir kelime ve isim ötekinin yerine kullanıyor. El Hamdu Lillahi Rabbil'Alemiyn;”anlayan anladı biz anlamadık, ne denmek istediğini biz anlamadık “Er RahmanirRahıym;”ikinci kademe anladı.

Write on Cuma, 12 Mayıs 2017 Yayınlandığı Kategori Sohbetler

200- وعن أَبي زيدٍ أُسامة بْنِ حَارثَةَ ، رضي اللَّه عنهما ، قال : سَمِعْتُ رسولَ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم يَقُولُ : « يُؤْتَـى بالرَّجُلِ يَوْمَ الْقِيامةِ فَيُلْقَى في النَّار ، فَتَنْدلِقُ أَقْتَابُ بَطْنِهِ ، فيَدُورُ بِهَا كَمَا يَدُورُ الحِمَارُ في الرَّحا ، فَيجْتَمِعُ إِلَيْهِ أَهْلُ النَّار فَيَقُولُونَ : يَا فُلانُ مَالَكَ ؟ أَلَمْ تَكُن تَأْمُرُ بالمَعْرُوفِ وَتَنْهَى عَنِ المُنْكَرِ ؟ فَيَقُولُ : بَلَى ، كُنْتُ آمُرُ بالمَعْرُوفِ وَلاَ آتِيه ، وَأَنْهَى عَنِ المُنْكَرِ وَآَتِيهِ » متفق عليه .قولُهُ : « تَنْدلِقُ » هُوَ بالدَّالِ المهملة ، وَمَعْنَاهُ تَخْرُجُ . و « الأَقْتابُ » : الأَمْعَاءُ ، واحِدُهَا قِتْبٌ .

200. Ebû Zeyd Üsâme İbni Zeyd İbni Hârise radıyallahu anhümâ şöyle dedi:

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’ i şöyle buyururken işittim: “Kıyamet günü bir adam getirilir ve cehennem ateşine atılır. Bağırsakları karnından dışarı çıkar ve onlarla birlikte değirmen döndüren merkep gibi döner durur. Cehennem halkı onun yanına toplanırlar ve derler ki:

– Ey filân! Sana ne oldu? Sen iyiliği emredip kötülükten nehyetmez miydin? O kişi de:

– Evet, iyiliği emrederdim, fakat kendim yapmazdım, münkerden nehyederdim, fakat kendim yapardım, der.”

Write on Cuma, 12 Mayıs 2017 Yayınlandığı Kategori Sohbetler

İYİLİĞİ EMİR VE KÖTÜLÜKTEN NEHYETTİĞİ HALDE SÖZÜ İLE İŞİ BİRBİRİNE AYKIRI OLAN KİŞİNİN ACIKLI SONU

Âyetler

قال اللَّه تعالى: { أَتَأْمُرُونَ النَّاسَ بِالْبِرِّ وَتَنسَوْنَ أَنفُسَكُمْ وَأَنتُمْ تَتْلُونَ الْكِتَابَ أَفَلاَ تَعْقِلُونَ } .

1. “Kitabı okumakta olduğunuz halde, insanlara iyiliği emredip kendinizi nasıl unutursunuz? Artık aklınızı başınıza almayacak mısınız?” Bakara sûresi (2), 44

Bu ayeti duyduklarında Yahudilere inmiş olarak düşünmüşlerdir. Fakat bu ayeti hepimizin üzerimize almamız gereken bir ayet olarak düşünmemiz gerekir.

وقال تعالى:{ يَا أَيُّهَاالَّذِينَ آَمَنُوا لِمَ تَقُولُونَ مَا لَا تَفْعَلُونَ كَبُرَ مَقْتًا عِندَاللَّهِ أَن تَقُولُوا مَا لَا تَفْعَلُونَ }.

2. “Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyi niçin söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyi söylemeniz, Allah katında büyük gazaba sebeb olur.” Saf sûresi (61), 2-3

NE İZLESEM

 
 

NE OKUSAM